Kakao ve Mocha'nın Hikayesi

Sanırım artık sizlere Kakao ve Mocha'dan bahsetmem gerek.

Bundan yıllar önce bizim eski evin bahçesine ürkek mi ürkek bir köpek geldi. Minyatür bir alman çoban köpeğini andırıyordu. Ürkek ürkek bahçede ordan oraya koşturuyor, ne yapacağını bilemeden sığınacak bir yer arıyordu. Tabii ki kıyamadım ve bu çok korkmuş cana biraz yemek ve su verdim. O gün ve o günden sonraki her gün. Adını da Kakao koydum.

Kakao ile yüzme günlerimizin birinden bir kare

Geldiği günden bir hafta kadar sonraydı sanırım, bir sabah  bir de ne görelim: bahçede kendisine bir çukur açmış ve bir sürü yavru getirmişti dünyaya...O kadar zayıf bir köpekti ki biz hamile olduğunu bile anlayamamıştık...
O yavrularını dünyaya getirmek için bizim evimizi seçmişti. Eh bu durumda bize de yavrular sütten kesilecek çağa gelinceye kadar ilgilenmek ve sonrasında onları iyi birer aileye sahiplendirmek düşüyordu. Bu arada Kakao'nun damızlık olarak kullanıldığından şüphe ettik. Çünkü kendisi saf kan bir alman çoban köpeği değildi ama yavruların biri dışında hepsi biraz büyüdüklerinde birer alman çoban köpeği gibi görünüyorlardı.
Bizim için cinslerinin hiç bir önemi olmasa da insanlarda ne yazıkki bir cins köpek merakıdır gidiyor. Doğal olarak köpeciklerin de taliplisi çok oldu. O en küçük ve diğerlerinin aksine kırma gibi görünen yavru dışında hepsini güzel ailelere sahiplendirdik. Son miniği de isteyenler oldu ama bebekliğinden beri durmadan hastalandığından ve tüm yavruların içinde en zayıfları olduğundan kimseye vermeye kıyamadım ve annesiyle beraber onu da evlat edindim, adını da Mocha koydum.

Sağda, siyah ve küçücük bebek Mocha.

İşte o gün bugündür bu iki kız bizim ailenin birer parçası. O zamanki evimizden taşındık ve bu iki kafadar yeni evimize tabii ki bizimle geldiler. Ben ve Yener yurtdışındayken de annemlerle yaşamaya ve bitirim ikili olarak türlü yaramazlıklarına devam ettiler. Şimdi Mocha'nın en büyük zevki yeni evin balkonundan manzara izlemek. Nasıl mı?


İşte tam da böyle :)