Şermin'in Kedisi


Bir adı yok. Herkes ondan Şermin'in kedisi diye bahsediyor. Bugün sizlere onun hikayesini anlatacağım fakat sanırım önce Şermin'den bahsetmem gerek.

Şermin teyze ile aynı sitede oturuyorduk. Üniversitede kimya profesörüydü. Yıllar önce meme kanseri olmuş ve atlatmıştı. Kendisi gibi hiç evlenmeyen kız kardeşi, yaşlı anne ve babasıyla beraber sakin bir hayat yaşıyorken kanseri tekrar etti. Bu ismi bile korkutucu hastalık beynine, kemiklerine, neredeyse bütün vücuduna yayılmıştı.

Çiçekleri ve kedileri çok seviyordu. Bizim sitenin yakınındaki hayvan barınağından kaçan kimisi topal, kimisi yaşadığı kavgalardan façalı fakat istisnasız herbiri birbirinden çirkin bir kaç kediye bakıyordu. Kedilerinden iki tanesi Calico denilen kedilerdendi. Hani şu turuncu karışmış gri tekirlerden. Ona bazı kültürlerde bu kedilerin uğur getirdiğine inanıldığını söylediğimde çok sevinmişti. Kim bilir belki de kendisine de uğur getireceğine inandı...

Şermin teyzeyi hastalığının en ağır zamanlarında bile bahçesinde çiçekleriyle ilgilenirken, ya da kedilere bir yoğurt kabında yiyecek verirken görmek mümkündü. Hayatı seviyordu. Ruhu direniyordu. Derken vücudu daha fazla dayanamadı ve bu dünyadan gitti Şermin teyze. Geride ailesi ve kedileri kaldı, bir de çiçekleri. Sonra 90 yaşın üzerinde olan babası da iyice hastalandı. Ablası onunla ilgileniyor bir yandan da Şermin teyzeden yadigar kedilere ve çiçeklere bakmaya çalışıyordu. Kediler birer birer terkettiler Şermin teyzenin bahçesini.

Geriye kalan iki Calico kediden biri de bir gün bahçede ölmüş halde bulundu. O gün Şermin teyzenin ablasıyla annesi çok ağladılar... Çünkü o "Şermin'den  yadigardı."

Ardından Şermin teyzenin babası da göçtü bu dünyadan, ablası annesini alıp şehir merkezindeki bir apartman dairesine gitti. Geride sadece tek bir kedi kaldı;

Şermin'in kedisi. 


Şermin'in Kedisi 

Site sakinleri beslemeye devam ediyor onu. İlginç bir kedi. Biraz orada, biraz burada.
Mesela bizim arka bahçe balkonuna geliyor, balkonda bir iskemle var, onun üstünde uyukluyor bazen saatlerce. Ne kadar derin uyuyor olursa olsun balkon kapısının açılma sesini duyar duymaz fırlayıveriyor yerinden ve kapının önünde yerini alıp insanın gözlerinin içine bakıyor bir yandan miyavlarken. Verilen bir parça peyniri ya da sosisi minnetle ve de afiyetle yiyor.

Uzun lafın kısası o gidenlerin ardından yaşamaya devam ediyor.

Bir adı yok. Çünkü o "Şermin'in kedisi".



2 yorum:

  1. Yanıtlar
    1. Bilmiyorum ki acı mı? Garip diyebiliyorum sadece. Gidenler gidiyor, kalanlar bir şekilde devam etmeye çalışıyor.

      Sil